Hastaya dokunmaksızın “kâğıt üzerinden öğrenme”
diye bir şeyin olmadığı, en iyi öğrenmenin hastanın bizzat kendisinden
öğrenmekle meydana geldiği, tıp öğrencisi için kesin bir kuraldır. William Osler, 1905
Tıp eğitiminde hastadan
öğrenmenin önemi tartışılmazdır. Hastayla temas ve ilişki kurma ise bu öğrenmenin
temelini oluşturur. William Osler’in bu konuyla ilgili olarak yukarıda
alıntılanan ve ilk bakışta “sıradan” gibi görünen bu sözünün, kendisinin, tıp
eğitimine stajyerlik sistemini getirerek öğrencilerin kliniklerde çalışmalarına
imkân sağlayan kişi olduğu* göz önüne alınırsa, güçlü bir arka planı olduğu
fark edilir.
Ne var ki, öğrenciler tarafından
da eğlenceli bulunmasına rağmen hasta üzerinden eğitime engel olan pek çok
unsur vardır. Hastaların eğitime katılımda isteksiz olması, hastaya zarar
vermemeye yönelik artan eğilim bunlardan bazılarıdır.
Bunun yanında, öğrencilerin
tıbbi yeterliliğin değerlendirilmesi ise tıp eğitiminin doğasında vardır. Bu da
iletişimden muayeneye, birbirleriyle ilişkili çok sayıda becerinin ölçülmesini
gerektirir. Ölçümün yapılması, geleneksel bir yöntem olan hasta başı muayene
ile yapılabilir ancak bu yöntemin güvenilirliğini azaltan şey de hastaların
hastalıklarının ve bu hastalıkların zorluk seviyelerinin çeşitliliğidir.
Zaman içinde ortaya
çıkan, ölçme ve değerlendirmede geçerlilik ve güvenilirlik endişeleri ve etik
sorunlar, 1960’larda simüle hasta kavramını doğurdu. Simüle hasta kullanımı
başlangıçta ölçme ve değerlendirme için kullanılsa da şu an çok sayıda tıp
fakültesinin hem eğitim için hem ölçme ve değerlendirme için kullandığı SH
havuzları mevcuttur.
Simüle Hasta ve Standardize Hasta nedir?
Simüle/Standardize Hasta
(SH), gerçek hastayı doğru bir şekilde taklit etmesi için özenle yetiştirilmiş
ve bunun sonucunda yaptığı simülasyonun uzman bir hekim tarafından bile gerçek
hastadan ayırt edilemeyeceği kişidir. Simülasyon gerçekleştirilirken taklit
edilen, hastanın sadece öyküsü değil; vücut dili, fiziksel durumu, duygusal ve
kişisel özellikleri de taklit edilir.
Ölçme ve değerlendirmede SH
kullanımının, güvenilirliği sağlamada gerçek hasta kullanımına göre daha uygun
olmasının ötesinde pek çok faydası vardır. SH ne zaman gerekirse o zaman
kullanılabilir durumdadır. Davranışı tahmin edilebilirdir ve aynı senaryoyu
tekrar tekrar gerçekleştirebilir. İstenilen her klinik duruma uyarlanabildiği
için, öğrencilerin gerçek hastalarda karşılaşma fırsatı bulamadığı durumları
tecrübe etmelerini sağlar. Öğrenci merkezli eğitim için de uygundur çünkü
öğrencinin özelliğine ve seviyesine göre özelleştirilebilir. SH yetiştirildiği
için, gerçek hastanın veremediği geri bildirimleri verebilir. Yapılan
araştırmalar, hekimlerin de öğrencilerin de SH ile çalışmayı sevdiğini
göstermiştir.
SH kullanımının temel
dezavantajı mali kaynak gerektirmesidir. Ayrıca SH’nin “gerçek hasta” olmaması
da bir diğer dezavantaj olarak görülebilir. Buna rağmen, farklı araştırmaları
inceleyen bir çalışmaya göre, iyi yetiştirilmiş bir SH’nin gerçek hasta
olmadığının hekimler tarafından tespit edilme oranı %0-18 aralığındadır.
SH’nin farklı tipleri
vardır:
Bu tiplerden birinde, öğrenciyle
etkileşimi daha az gerektiren mesela fizik muayene gibi bir işlem öncesinde,
SH’ye yapması gerekenler kabaca ifade edilir ve o da bunu gerçekleştirir.
Bir diğerinde ise SH’ye
kısa bir senaryo verilir ancak senaryoda yazmayan bilgileri kendisi cevaplar.
Mesela SH’ye verilen bir senaryoda; hangi şikâyetlerinin olduğu, ne zamandır bu
şikâyetlerden muzdarip olduğu, şikâyetlerinin neye bağlı olarak artıp azaldığı,
şikâyetlerini anlatırken hangi ruh haline bürünmesi istendiği gibi bazı bilgiler
yer alır ancak bunların dışındaki mesela yaşının kaç olduğu, aile öyküsünün
olup olmadığı gibi bilgileri kendi gerçek durumuna veya kişisel tecrübesine
göre verir. Yani bu tipte bir SH kullanımında kısmi belirlenmişlik vardır.
SH tiplerinin en uç kısmında;
SH’nin her cevabının önceden belirlenmiş, bu belirli cevapları vermesi için
sıkı biçimde yetiştirilmiş bir tip vardır.
İşte ilk tipten son tipe
uzanan çizgideki yetiştirilme düzeyi ve standardizasyon farklılığı, simüle
hasta ile standardize hasta arasındaki farkı doğurur. Standardize hasta, gerçek
bir hastada olabilen belirti ve bulguları tutarlı ve sistematik bir şekilde
simüle etmeye odaklanmışken; simüle hasta bu çabaya girmeden daha çok simüle
etmeye odaklanır. Yani aynı vakayı simüle etmelerine rağmen, standardize hasta
her öğrenciye aynı sunumu yapar ancak simüle hasta bir öğrenciye farklı, diğer
öğrenciye farklı cevaplar verebilir. Dolayısıyla, her SH simülasyon yapar ama
her SH standardize değildir. Buna göre standardize hastaya “standardize SH”
demek uygun olabilir.
Aradaki bütün bu farklılığa rağmen, hatalı olarak, simüle hasta ve standardize hasta kavramları zaman zaman eş anlamlı olarak kullanılmıştır. Kavramlardaki oturmamışlık, eğitimcilerin kullanımına da yansımıştır. Yapılan bir araştırmaya göre, Asya’daki ve Avrupa’daki eğitimciler “SH”yi simüle hasta olarak görmeye eğilimliyken ABD’deki eğitimciler “SH” ifadesini hem simüle hem standardize hasta olarak görmekte, her ikisini de “standardize hasta” olarak bir çuvala koymaktadırlar.
Aradaki bütün bu farklılığa rağmen, hatalı olarak, simüle hasta ve standardize hasta kavramları zaman zaman eş anlamlı olarak kullanılmıştır. Kavramlardaki oturmamışlık, eğitimcilerin kullanımına da yansımıştır. Yapılan bir araştırmaya göre, Asya’daki ve Avrupa’daki eğitimciler “SH”yi simüle hasta olarak görmeye eğilimliyken ABD’deki eğitimciler “SH” ifadesini hem simüle hem standardize hasta olarak görmekte, her ikisini de “standardize hasta” olarak bir çuvala koymaktadırlar.
Herhangi bir oyunculuk
geçmişi olmayan kişiler SH olabildiği gibi profesyonel oyuncular da olabilir.
SH olmak isteyen kişiler bu işi gönüllü olarak da, belirli bir ücret
karşılığında da yapabilir. Para genelde bir motivasyon unsuru olarak işlev
görür ve genelde profesyonel oyuncuların istediği ücret yüksektir. SH olarak
kimlerin kullanılacağı, çoğunlukla fakültelerin finansal durumuna göre değişir
ancak SH’nin kalitesinin, profesyonel oyuncu/sıradan insan kullanımına bağlı
olduğuna dair bir çalışma yoktur. İyi yetiştirilmiş bir SH, profesyonel oyuncu
olsun ya da olmasın, gerçek hastadan ayırt edilemez.
Simüle hasta olmak için gereken nitelikler
nelerdir?
Yetenek: Bir role gerçekçi ve her seferinde aynı şekilde bürünebilmek ortalama
üstü bir zekâ ve duygusal olgunluk gerektirir. Simüle hastanın rolünü
hatırlaması, odaklanmayı her seferinde gerçekleştirmesi, rolünü icra ederken uyması
gereken yönergeye sıkı sıkıya bağlı kalması gerekliliğini idrâk etmesi,
kaliteli bir süreç için önemlidir. Simüle hasta, rolünü kendi gerçek yaşamına
uyarlayabilme fırsatına sahipken standardize hastanın tamamen senaryoya bağlı
kalması gerekliliği, standardize hastanın yükünü ve dolayısıyla sahip olması
gereken özellikleri fazlalaştırır. Bunun yanında, SH’den öğrenciye geri
bildirim vermesi de beklenecekse, rolünü hakkıyla yerine getirirken, eş zamanlı
olarak öğrencinin söz ve davranışlarını süzebilmeli ve sonrasında da bunları
hatırlayıp değerlendirerek geri bildirim verebilme becerisine sahip olmalıdır.
Uygunluk: Olumsuz davranışlara sahip olan biriyle SH uygulamaları için mesai
harcamak, hiç kimse tarafından arzu edilmez. Özellikle, önceliğin, eğitim
sürecinde öğrencilerin güvenliğini tehlikeye atmamak olduğu düşünülürse, SH
olmak için başvuran kişilerin sabıka kaydının olup olmadığını sorgulamak
faydalı olabilir.
Sorumluluk Duygusu ile Hareket Etme: Yapılacak sınavda SH görevinde olan ve
belirlenen gün ve saatte gelmeyip, gelmeyeceğini haber dahi vermeyen bir kişi,
büyük sorunlara yol açabilir. Bu yüzden, SH alımı yaparken sorumluluk duygusu
ile hareket eden kişileri seçmek ve daha en başından katılımlar konusunda
taahhüt almak uygun olacaktır. Bunun haricinde, kişi sorumlu davranıyor
olmasına rağmen hastalık, kaza gibi elinde olmayan sebeplerle bazı zamanlar katılım
sağlayamayabilir. İşte bu durumlara önlem olarak “yedek SH havuzu” kurmak
özellikle sınavlar için önemlidir. Eğer bu önlem alınmamışsa, uygun şekilde
yetiştirilmemiş personel kullanılmak zorunda kalınır ki bu da güvenilirliğin
azalması gibi büyük bir soruna neden olur.
İnanılırlık: SH herhangi bir yaşta olabilir ancak önemli olan, simüle ettiği hastanın
yaşında görünüyor olmasıdır. Bunun için simüle hastanın, rolün gerektirdiği
yaşın ±2 aralığında olması önerilir. Ayrıca, çocuk yaşta simüle hasta olanlar
da mevcuttur. Yapılan çalışmalarda 9 ve üzeri yaşlardaki çocukların psikiyatrik
rollerde oynayabildiği, 7 yaş ve üzeri yaşlardaki çocukların ise uygun bir
eğitim sonrası klinik vakaları oynamada başarılı oldukları saptanmıştır.
Çocuklarla beraber ebeveynlerinin de simülasyona katılması ve hastalık
belirtilerini çocukla birlikte ifade etmesi, uygulanabilir bir yöntemdir.
Bazı tıp eğitimcilerinin
aktardığı tecrübelere göre, SH uygulamaları için, daha yaşlı kişilerle çalışmak
20-40 yaş arası kişilerle çalışmaktan daha kolaydır. Çünkü 20-40 yaş arası
kişilerin genelde ya eğitim almak için ya da mesleklerini icra etmek için
meşguliyetleri vardır. Bu da SH uygulamalarına düzenli bir biçimde katılmayı
zorlaştırır. Oysa belirli bir yaşın üzerindeki kişilerin böyle sorunları
olmadığı gibi, bir kısmının “tıp öğrencilerine yararlı olma isteği” taşıması,
SH uygulamalarında kaliteye olumlu etkide bulunur.
SH havuzuna kişi ekleme nasıl yapılır?
Daha önce hiç SH
alınmadıysa, sıfırdan başlanıyorsa, SH olmak isteyenlere çeşitli şekillerde
ulaşılabilir.
İş arkadaşlarına, SH
olabilecek tanıdıklarının olup olmadığını sorma bir yöntemdir. Bir başka yöntem
ise hastanedeki bekleme koridorları gibi insan yoğunluğunun olduğu yerlere
tanıtıcı broşürler koymaktır. Yerel gazetelere ilan vermek de sonuç verebilir.
Ayrıca, halka açık yapılan konuşmalarda SH olmak isteyenlerin olup olmadığına,
olmak isteyenler varsa irtibata geçebileceğine dair kısa bir mesajı araya
sıkıştırmak da, SH olma potansiyeline sahip kişilere ulaşmak için iyi bir
yoldur. Zaten bir kere küçük de olsa bir SH havuzu kurduğunuzda “fısıltı
gazetesi” sayesinde yeni SH’lere ulaşmak çok kolay olacaktır.
SH adaylarına ulaştıktan
sonra, SH havuzunuza ekleyip eklemeyeceğinize karar vermek için ilk olarak yüz
yüze görüşmek ve neden SH olmak istediklerini öğrenmek gerekir. Daha sonra, SH
uygulamalarını gözlemlemeleri sağlanabilir ve onlar da bu sayede bir ön bilgi
edinirler. İlk bakışta SH olmaya engel bir durumları bulunmadığı anlaşılınca,
eğitim faaliyetlerinde yer almaları için karşılıklı anlaşılır ve bir “deneme
evresi”ne geçilir. Bu evrede adayın uyumu ve SH olmaktan keyif alıp almadığı
gözlenir. Deneme evresini başarıyla geçen aday, SH havuzuna eklenir. Bu havuza
eklenen kişiler birkaç kere değil; yıl içinde sürekli olarak faaliyetlerde yer
alırlar. Bu devamlılık onların motivasyonunu artırmakla beraber becerilerini
geliştirir.
SH’ye ödeme yapmak
motivasyonu artırır ama ödenilen ücretin seviyesi, katılanların kafasındaki
“makul ücret”e yakın değilse kaliteyi düşürür. O yüzden, SH’nin harcadığı emeğe
mukabil emek gerektiren işlere verilen ücret seviyesinde ödeme yapmak
önemlidir. Maddi kaynaklar bunun için yeterli değilse ücret almadan, gönüllü
olarak SH olmak isteyenlerle çalışılabilir ancak bunun için bazı şartlar
gereklidir. Gönüllü SH’nin, SH uygulamalarına katılarak; geleceğin
doktorlarının yetişmesine katkı sağlamak, yeni beceriler edinmek, sosyalleşmek,
değerli hissetmek ve benzeri motivasyon unsurlarına sahip olması lazımdır. SH
uygulamaları ile ilişkili ortamlardaki sosyal etkileşim, insanlar tarafından
genellikle çekici bulunur. Bununla birlikte, SH uygulaması dışı buluşmalar
ayarlamak, yapılan uygulamalar sayesinde öğrencilerin başarılarındaki artışın
göstergelerini SH ile paylaşarak katkıları dolayısıyla teşekkür etmek, onların
motivasyonlarını artırıcı yöntemlerdir.
SH nerelerde kullanılır?
SH hem öğretimde hem
değerlendirmede kullanılabilir.
Öğrenciler SH ile anamnez
alma, tanı ve tedavi hakkında bilgi verme, iletişim gibi becerilerini
geliştirebilirler. SH uygulamalarında sadece tıbbi öykü alma gibi basit beceriler
geliştirilebilmekle beraber psikiyatrik öykü alma, HIV danışmanlığı, kötü haber
verme gibi çok daha karmaşık becerilerde de alıştırma yapılabilir. Karmaşık
durumları sunabilmesi için SH, uygun bir şekilde yetiştirilmeli, rolüne uygun
olarak bu karmaşıklığı sergileyebilmelidir. Temel amaç, öğrencinin gerçek
hastayla etkileşime giriyormuş gibi hissetmesi, bu deneyimi yaşayarak kendini
geliştirmesidir.
Fizik muayene öğretiminde
de SH kullanılabilir.
Tıpta ilk kez** simüle
hasta kullanımını gerçekleştiren Howard Barrows, SH’nin simüle edebileceği
fizik muayene bulgularının sınırının sadece bizim zihnimizde olduğunu
söyleyerek, simüle edilebilecek 50’den fazla fizik muayene bulgusunu tasvir
etmiştir. Bunların içinde bütün ağrı çeşitleri mevcuttur. Barrows ek olarak,
tendon reflekslerinde artış gibi nörolojik bulguların ve hatta pnömotoraksın
bile ideal bir SH yetiştirme süreci neticesinde simüle edilebileceğini söyler.
Yaralanma, sarılık gibi
durumları göstermek için makyaja da başvurulabilir. Makyajla sunulamayacak
durumlarda, eğer mümkünse gerçek hastalar kullanılabilir ve fizik muayene
sonrasında gerçek hasta yerini SH’ye bırakabilir.
SH ile öğrenci etkileşimi
sadece bir vaka ile sınırlı kalmak zorunda değildir. Mesela kronik hastalık
yönetiminin öğretiminde öğrenci, aynı SH ile bir yıl boyunca belirli
aralıklarla görüşebilir. Uzun zamana yayılmış bu etkileşim gerçekçiliği
artırır, öğrenciler tarafından eğlenceli bulunur. Ancak bunu organize etmek
zordur, detaylı bir planlama gerektirir.
Değerlendirmede SH
kullanımı OSCE (Objektif Yapılandırılmış Klinik Sınavlar) ile yapılabilir. OSCE’de
standardize edilmiş, görev tabanlı çok sayıda istasyon vardır ve bu
istasyonlarda klinik ya iletişim becerileri değerlendirilir. İstasyonlarda
SH’ler yer alır, öğrencilerden fizik muayene, anamnez alma, kötü haber verme
gibi becerileri gerçekleştirmesi beklenir. Sonucunda düzey belirleyici
(summative) ya da biçimlendirici (formative) değerlendirme yapılmış olur.
SH kullanılan OSCE’nin en
önemli faydası belki de her bir öğrencinin aynı şartlarda performansının
ölçülmesine imkân vermesidir. Bu sayede öğrencilerin, farklı gerçek hastaların
değerlendirme süreçlerinde kullanılmasından dolayı oluşan farklı durumlarla
karşılaşması önlenerek, değerlendirme bir standarda oturtulur.
SH geri bildirim verebilir mi? Öğrenciyi
değerlendirebilir mi?
SH, eğer bu konularda
yetiştirilmişse, geri bildirim verebilir ve öğrenci performansını
değerlendirebilir.
Geri bildirim sözel
olabileceği gibi bir kontrol listesi kullanarak da olabilir. Değerlendirme ise,
mesela İskoçya’daki bir örneği ele alacak olursak, SH’ye “Öğrenci size karşı
sempatik miydi, onunla rahatça konuşabileceğinizi hissettiniz mi?” gibi bir
soru sorulup ondan “kötü, kabul edilebilir, iyi” seçeneklerinden birini seçmesi
beklenerek, bu cevapların sonuçlara %5 etki etmesi ile yapılabilir.
Bütün bunlar, daha önce
de belirtildiği gibi, nasıl geri bildirim verileceği ve değerlendirmenin nasıl
yapılacağı konularında SH’nin ciddi bir yetiştirme sürecine tâbi tutulmasını
gerektirir. Özellikle de geçti/kaldı kararının verildiği düzey belirleyici
(summative) değerlendirme yapılacaksa.
* Tıp
Eğiticisi El Kitabı, Güneş Tıp Kitabevleri, s.4.
Yazım sürecinde, yıldızla belirtilmiş yerler
hariç, yazının tamamında şu kaynaktan yararlanılmıştır: The use of simulated patients in medical
education: AMEE Guide No 42 https://doi.org/10.1080/01421590903002821
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder