İndirgemecilik (Reductionism)
Eğitimde yapılan
değerlendirmelerin çoğunun kökeni, kutsalın yerine deney ve gözlemi ikame eden
Aydınlanma düşüncesine dayanır. Bu düşünceye göre bilgimiz arttıkça
düzensizlikten düzene doğru bir yön çizebilir ve bir yapıyı onun parçalarını
inceledikten sonra daha basit bir yapıda indirgeyip onu anlayabiliriz. Her şey
bir düzen içinde kurala göre işler, dolayısıyla o düzeni anladıktan sonra
süreci ve çıktıları biz tayin edebiliriz.
Yaklaşık 5 yüzyıldır tıbba
hâkim olan bu görüştür. Aynı şekilde, yaklaşık 1 yüzyıllık kısa bir geçmişe
sahip olan eğitimsel değerlendirmeye de hâkimdir. Bu görüş, programı doğrusal
bir çizgi olarak ele alır. Programda yapılacak değişiklikler, tahmin edilebilir
sonuçlara yol açacaktır. Küçük bir değişiklik küçük etki yaparken büyük
değişiklik büyük etki yapar. Bu görüşe dayanan modellerde baştan sona, girdiden
çıktıya doğru mantıksal bir akış vardır. Dolayısıyla, çıktıya etki eden
faktörler bilindiği zaman programın başarısı ya da başarısızlığı açıklanabilir.
Sistem Kuramı (System Theory)
İndirgemecilik alana
oldukça önemli katkılarda bulunmuş olsa da sahip olduğu sınırlılık, Aristo’nun
şu sözleriyle bile ifade edilebilir: “Bütün, parçaların toplamından
fazlasıdır”. Bir program, sahip olduğu parçaların yanında o parçaların
birbirleriyle ve çevreyle ilişkisi (bağlam) tarafından da şekillendirilir. İşte
bu bakış, sistem teorisinin bakışına uygundur. Bir biyolog olan Bertalanffy
tarafından Genel Sistem Teorisi olarak tanımlanmıştır. Kendisinin yaptığı bu
tanım geçmişten köken alsa da, sisteme odaklanarak indirgemeci anlayıştan
uzaklaşılmasını doğurmuştur.
Bertalanffy şöyle
demiştir: “Yaşayan bir şeyin en temel özelliği, onun organizasyonudur. Onu
oluşturan parçaların ve süreçlerin ayrı ayrı incelenmesiyle canlılığı tam
olarak açıklamak mümkün değildir. Çünkü bu inceleme bize o parçaların ve
süreçlerin birbirleriyle olan ilişkileri hakkında bilgi vermez”.
Bertalanffy’nin sistem tanımlaması, “birbirleriyle ve çevreyle karşılıklı
ilişki içinde olan bir dizi bileşen” şeklindedir. Dolayısıyla sistem
teorisinde, indirgemeciliğin aksine, parçaların birbirleriyle ilişkisi
önemlidir ve bu ilişki statik/doğrusal değil dinamiktir.
Sistem teorisine göre her
bir hayvan, insan ve sosyal etkileşimler birer sistemdir. Dolayısıyla eğitim
programı da kendi içindeki parçalarla ve kendi çevresiyle etkileşim içinde olan
bir sistem olarak görülebilir.
Genel Sistem Teorisi’ne
göre değişim, sistemin ayrılmaz bir parçasıdır. Bertalanffy sistemleri açık ve
kapalı olmak üzere iki başlıkta sınıflandırmıştır. Kapalı sistemlerde içeri
giriş olmadığı gibi dışarı çıkış da yoktur. Açık sistemler ise tam tersidir.
Bertalanffy’e göre yaşayan sistemler açık sistemlerdir. Denge (equilibrium),
sistemde hiçbir şeyin değişmediğini dolayısıyla o sistemin ölü olduğunu gösterir.
Oysa açık sistem, denge durumu yerine kararlı durumdadır (steady-state).
Kararlı durumda aktiflik vardır, değişim hâlâ mevcuttur ama bu değişim sistemle
uyumludur. Açık bir sistemde herhangi bir başlangıç durumundan sonuca farklı
şekillerde ulaşılabilir, tıpkı tıp öğrencilerinin mezuniyete kadar geçirdikleri
süreç gibi. Kapalı sistemde ise sonuç, indirgemecilikteki doğrusal çizgi
anlayışına benzer şekilde, başlangıç koşullarının ve bileşenlerin bilinmesi ile
önceden tahmin edilebilir. Oysa eğitim programı açık bir sistemdir, kendi
bileşenleriyle ve çevresiyle aktif bir etkileşim içindedir.
Karmaşıklık Kuramı (Complexity Theory)
İndirgemeci teorinin
doğrusal çizgi anlayışı ancak denge hâlindeki, hiçbir değişimin olmadığı
sistemleri açıklayabilir. Ama eğitim programının denge hâlinde olması
düşünülemez. Programı etkileyen çok sayıda bileşen vardır; katılımcılar,
paydaşlar, her geçen gün değişen bilgiler bunlardan sadece bazılarıdır.
Dolayısıyla tıp eğitimi programı kompleks bir sistem olarak ele alınmaya daha
uygundur.
Karmaşıklık teorisi (ek
not: kaos teorisi ile aynı şey değildir), belirsizliğin ve kesinlikten uzak
olmanın beklendiği sistemlerdeki zengin yapıyı ve farklılıkları kabullenmeye
yönelik bir adımdır. Bu teori program değerlendirirken, programdaki belirsizlikleri
ve karmaşıklığı kabul ederek hareket etmemizi sağlar. Belirsizlik ve
karmaşıklık kötü de değildir iyi de, sadece var olmasını beklediğimiz
şeylerdir. Program değerlendirirken bu belirsizlikleri de keşfederiz. Bu teori
bizi, karmaşık bir yapıya sahip programı anlamak için basit doğrusal bir modele
bel bağlamamaya yönlendirir ve böylelikle bileşenlerin birbirleriyle ve
çevreyle ilişkisine odaklanmamızı sağlar. Eğitimin bağlamının, öğrencilerin
birbirleriyle ve çevredeki diğer unsurlarla ilişkisinin önemini hatırlatır.
Karmaşıklık teorisi bize
program değerlendirme modeli seçiminde de rehberlik edebilir. Mesela CIPP
(Context, Input, Process, Product) modelinde bağlam ve süreç bileşenlerinin ön
plana çıkmış olması, karmaşıklık teorisinin bağlama ve bileşenlerin
birbirleriyle etkileşim sürecine yaptığı atıf dikkate alındığında önemlidir.
Özet olarak denilebilir
ki, Doll’un belirttiği üzere; “Platon ve Aristo zamanından beri Batı
düşüncesinin bir özelliği olan kesinlik arayışı artık bitmiştir. Tek bir doğru
cevap yoktur, her durumda kullanılabilecek mükemmel bir formül yoktur,
arzuladığımız sonucu elde etme yolunda kesin güvence verebilecek bir yöntem
yoktur”.
Bu içerik tamamen aşağıdaki kaynaktan
yararlanılarak, sizi o asıl kaynağa başvurmaya teşvik etmek için
oluşturulmuştur.
Kaynak
Frye AW, Hemmer PA (2012)
Program evaluation models and related theories: AMEE Guide No. 67. Medical
Teacher, 34:5, e288-e299. DOI: 10.3109/0142159X.2012.668637
Okuduğunuz bu yazıyı cihazınıza PDF olarak kaydetmek için şu bağlantıyı ziyaret edebilirsiniz:
Tıp Eğitiminde Kuramlar Yazı Dizisi 6 - İndirgemecilik, Sistem Kuramı ve Karmaşıklık Kuramı: Program Değerlendirme Bağlamında Kuramlar - PDF
Okuduğunuz bu yazıyı cihazınıza PDF olarak kaydetmek için şu bağlantıyı ziyaret edebilirsiniz:
Tıp Eğitiminde Kuramlar Yazı Dizisi 6 - İndirgemecilik, Sistem Kuramı ve Karmaşıklık Kuramı: Program Değerlendirme Bağlamında Kuramlar - PDF
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder